• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/isfoder/

Zumlu mu, Sabit Odaklı mı? Ustalığa Giderken Lens Seçiminin Önemi

Bir caz sanatçısı emprovize müziğini icra ederken, enstrümanından hangi düğmesine basınca hangi sesi vereceğini düşünmez, enstrumanını tam olarak tanır ve enstrumanı da ona istediğini verir. 

Miles Davis zihninde duyduğu/hissettiği melodiyi, trompetinden seslendirirken, tuşlara dokunduğunda nasıl bir ses duyacağını bilirdi. Münir Nurettin Selçuk zihninde duyduğu/hissettiği seslerden, beste  yaparken, udunun tellerine vurduğunda; duyacağı sesi/melodiyi tam olarak bilirdi, sesler zihninde adeta canlanır, udunun tellerinden duygularının ritmini bulurdu.




Peki bir fotoğrafçı, zumlu objektifli makinesinin vizörüne baktığında nasıl bir kadraj ile karşılaşacağını bilebilir mi? Vizörden bakmadan önce; yakalayacağı “an”ı beyninde canlandırabilir mi? 

Etkileyici bir fotoğraf gücünü temelde iki noktadan alır, konusundan ve doğru ışıkta elde edilen kompozisyonundan.

Geçmişte iyi bir fotoğraf çekmiş olabilirsiniz, ışık, kompozisyon ve konu kusursuzdur. Ancak bu Sizi iyi bir fotoğrafçı yapmaz. Steve McCurry’i, Steve McCurry yapan yalnızca Afgan kızı fotoğrafı değil, üretebildiği yüzlerce etkileyici fotoğraftır. Kısacası iyi fotoğrafçılar, daima güzel ve etkileyici fotoğraflar üretebilen fotoğrafçılardır.



Steve McCurry, Hindistan

İyi fotoğrafçıların ortak özelliği; sıradan durumlarda dahi, farklılıkları yakalayabilen, farklı açılardan bakabilen, kompozisyonu ışığın büyüsü ile birleştirebilen, makine ve lensini vücudunun bir parçası haline getirebilmiş fotoğrafçılardır. 

Peki, iyi fotoğrafçı olabilmek için yeterince motivasyonumuz varsa nasıl bir yol izlemeliyiz? 

Temel fotoğrafçılık dersini, kompozisyon ve ışık dersini aldıktan sonra, bize düşen artık; kompozisyon ve ışık tekniklerini geliştirirken, makinemizi her geçen gün biraz daha tanımaktır. Işık ölçümünü nasıl yaptığını, ISO ile birlikte perde hızında neye dikkat edilmesi gerektiğini tam olarak bellemektir(Öğrenmek değil, bellemek). Beyniniz vizöre bakmadan otomatik olarak kadraj yapabiliyor mu? Vizörden baktığında, vizörün hangi açı ile bakacağını biliyor mu? Eğer zumlu bir lens kullanırsanız, bu yetkinliğe kolay kolay sahip olamazsınız. 



Gözümüz; yaklaşık 50mm’ye karşılık gelen bir açı ile çevremize bakmaktadır. Aslına bakarsanız, beynimize 50mm’lik merceği takmış, ...herşeyi çekiyoruz. :-)

Gözümüzün aksine zumlu lenslerin odak aralıklarında; sonsuz adette bakış açısı ya da başka bir deyişle odak uzaklığı bulunur. Bu açıdan; fotoğraf makineniz vizörden baktığınızda hangi görüş açısıyla karşılaşacağını bilemediğiniz bir göze dönüşür. Beyninizde kadraj oluşturma yetkinliğinin gelişmesini olabildiğince zorlaştıran bir dünyadasınız... 

Halbuki; Beethoven en büyük eserlerinden 9.senfoniyi sağır olduğu dönemde bestelemişti. Çünkü yetişmiş bir müzisyen notaları/sesleri zihninde rahatlıkla melodilere dönüştürebilme yetkinliğine sahiptir.

Çevremize 50mm odak uzaklığı ile bakarken, 18-55mm aralığında odak uzaklığına sahip fotoğraf makinemizin vizörüne gözümüzü dayadığımızda, nasıl bir kadrajla karşılaşacağımızı bilemeyeceğiz. Bu açıdan; doğal olarak kendini yetiştirememiş beynimiz, nasıl bir kadraj istediğimizi de söyleyemeyecektir. Yaptığımız çekim tam olarak şöyle olacaktır: Kadrajı nasıl yapacağımızı düşüncelerimizde oluşturamadan, vizörden bakacağız, ileri ya da geri zumlayacağız ve hoşumuza giden ilk kadrajı ve kompozisyonu kabul edip deklanşöre basacağız.

Sonuç tam bir felaket... Genelde düşünülmeden çekilmiş, iyi bir kompozisyonu bulunmayan, doğru kadrajlanmamış fotoğraflar... Halbuki gördüğünüzde “an” ve ışık mükemmeldi. Böyle çekilmiş binlerce fotoğraf diskinizde bol bol yer işgal edecek... Ve bir gün, geri dönüp baktığınızda neden çektiğinizi dahi bilemeyeceksiniz.. :-)

Bu bilince sahip ve hayatlarını fotoğraf sanatına adamış fotoğrafçılar; vizörden bakıldığında belirsiz lens açısını tercih etmediler. Bugünün yaşayan efsane fotoğrafçılarının tamamının; sabit lens kullanmalarındaki asıl neden budur. Steve McCurry, Sebastiao Salgado, Martin Parr, Alex Webb, Annie Leibovitz vb.. sabit lensleriyle fotoğraf çekerler. Benimsedikleri fotoğraf çekme açısı 28mm ya da 35mm ise, buna odaklanır ve gerektiğinde 50mm’lerini kullanırlar. Henri Cartier-Bresson her ne kadar fotoğrafçılık kariyerini zumlu lenslerin olmadığı bir dönemde gerçekleştirmiş olsa da, tüm fotoğrafçılık hayatı boyunca sadece 50mm lens kullanmıştır.



Sebastião Salgado, Brezilya Altın Madeni

 

İyi fotoğrafçılar, iyi bir “an” yakaladıklarında, ”an”ı en iyi şekilde kaydedebilmek için, kompozisyonu ve kadraj zihinlerinde oluşur, ayaklarıyla(!) doğru mesafeye ve konuma geldiklerinde, gözlerini açısını bildiklerimakinelerine dayayıp, “an”a odaklanıp deklanşöre basarlar. Fotoğrafın, sergi baskısını yaparken de, kadrajını kolay kolay değiştirmek zorunda kalmazlar. İşte iyi bir kompozisyonla, etkileyici fotoğraflar bu yöntemle elde edilir(Bu arada kadrajı bir miktar iyileştirmek kötü bir durum değildir, en büyük ustalar dahi bunu yapmaktadır). 

Fotoğrafçının zumu ayaklarıdır. Fotoğraflarında hangi sabit odaklı lensi benimsemişse, onun gözü artık 28mm, 35mm ya da 50mm ile görecektir. 

Görme yeteneğimiz geliştikçe, kompozisyonumuzu ve kadrajımızı düşüncelerimizde oluşturabildikçe, makine ve lensimiz; bir parçamız oldukça, hangi temaya yönelirsek yönelelim; evimize etkileyici güzel karelerle dönmeye başlayacağız. Buna hiç şüpheniz olmasın!

Karar vermeden önce sabit lens ve zumlu lens arasındaki farklara bakalım:

1- Keskinlik: Zumlu lensler, birkaç grup mercekten oluşur. Optik kaliteden olabildiğince az fedakarlık ederek; bir odak mesafesinden diğerine geçiş yapmayı sağlarlar.  Her ne kadar Canon, Nikon, Sigma lensleri bu alanda iyi sonuçlar elde etmişlerse de; doğal olarak bir dereceye kadar başarı sağlayabilirler. Kolay kolay, iyi nitelikte sabit odaklı bir lens ile aynı odak mesafesinde elde edilebilecek keskinlik derecesini yakalayamayacaklardır. Keskinlik, fotoğrafta önemli bir parametredir. Öte yandan unutmayalım, bir fotoğraf yalnızca keskin olduğu için iyi olmaz. Lenste keskinliğe takıntılı fotoğrafçılar; lens üreticilerinin pazarlama ağına yakalanan balıklar gibidir.  :-)

2- Ağırlık: Şüphesiz ağırlık fotoğrafçının mücadele etmesi gereken en büyük cephelerden birisidir. Kimi zaman günde 8-10 km yürümek zorunda kalınabilir. Leica, 100.yılını kutladığı bugünlerde; birbirinden küçük ve hafif, kaliteli lensleriyle, bir asırdır sükse yapmaktadır(Fiyatlarıyla da).

Sırasıyla, Canon 16-35 f/2.8, Leica 28mm f/2.8, Nikon 24*70 f/2.8

Kaliteli zumlu lenslerin ağırlıkları, yaklaşık bir kilogramı bulurken, sabit odaklı lensler bizlere çok daha hafif çözümler sunmaktadır.

Örneğin: 

Zumlu Lensler

Nikon AF-S Nikkor 24-70mm f/2.8G ED : 900gr

Canon 24-70 f/2.8 L : 805 gr

Sabit Odaklı Lensler

Nikon 35mm f/1.8G: 305gr

Nikon 50mm 1.8D : 155gr(Plastik ama harika)

Canon 35mm EF f/2      : 210 gr

Canon EF 50mm 1.8 II  :130 gr

3- Bokeh : Bu Japon kaynaklı kelime, pek çok fotoğrafçının kalbini çalmış ve uğrunda binlerce dolarlık lenslere para yatırmalarına neden olmuştur/olmaktadır. Sabit odaklı lenslerin hızlarının yüksek olması(diyafram değerinin düşük olması 1.0, 1.2, 1.4.. lens dünyasında hız olarak adlandırılmaktadır), doğal olarak net alan derinliğini daraltır ve hedef objenin soyutlanmasına yardımcı olur. Sabit odaklı lensler; bu açıdan çok avantajlıdır.

4- Hız (Lensin sahip olduğu maksimum diyafram açıklık değeridir):  Lenste yüksek hızın bir diğer avantajı ise; daha düşük ışık bulunan ortamlarda zum lenslere göre 1, 2, 3  hatta dört stop(her bir diyafram farkına bir stop denir)  avantaj oluşturmalarıdır(Lens dünyasındaki diyafram aralıkları 1.0, 1.4, 2, 2.8, 4, 5.6, 8, 11, 16, 22.),yani 1.4 diyafram açıklığı olan bir lens, 2.8 lense göre 2 stop daha hızlıdır. Bu demektir ki; 2.8 bir zum lensle çekeceğiniz bir fotoğrafta enstantane değeriniz 15 ise; diyaframınızı 1.4’e aldığınızda hala 1/60sn hızında fotoğraf çekebilirsiniz. Eğer lensiniz 35mm bir lens ise; keskin bir fotoğrafı kolaylıkla elde edebilirsiniz.

5- Teknik Servis: İçerisinde pek çok bileşeni barındıran zumlu lensler, doğal olarak daha fazla servise ihtiyaç duymaktadırlar. Kalibrasyonları da doğal olarak sabit odaklı lenslere göre çok daha zordur.

6- Fiyat : Kantarın topuzunu kaçırmazsanız(ben kaçıranlardanım), sabit odaklı lensler zum lenslere göre fiyat avantajına sahiptirler.

Zumlu Lensin En Büyük Avantajı

Esneklik, esneklik, esneklik... Zumlu lensler büyük bir esneklik sağlayacaktır.

Eğer hayatınızı profesyonel fotoğraf çekerek kazanıyorsanız; örneğin bir foto muhabiriyseniz ya da düğünlerde, doğumlarda, sahilde çekim yaparak hayatınızı kazanıyorsanız zumlu lens tercih etmeniz kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Bir sokak çatışmasını çekiyorsanız; gazdan, sudan ya da bir gaz kapsülünden kaçınmak için, mevziinizi alıp, hayatınızı daha az oranda riske atarak zumlu bir tele objektifle çekimlerinizi yapabilirsiniz., Vahşi bir aslanı veya kızgın bir mandayı güvenli bir mesafeden çekebilirsiniz. Ameliyathanede  doktoru engellemeden bir bebeğin doğum mucizesini ya da düğünde ortalıklarda koşuşturan çocuklardan kadrajınızı derhal kurtararak; gelinin o harika kahkahasını fotoğraflayabilirsiniz.

Kısacası bugün zumlu lenslerin asıl hedef kitlesi; profesyonel fotoğrafçılar ya da zorlu ortamlarda çekim yapma tutkusu bulunan amatör fotoğrafçılardır. Ancak profesyonel de olsalar; daima çantalarında bir ya da iki adet sabit odaklı lens bulundururlar. Biz amatörler, genellikle pazarlama trendlerinden etkilenerek, önce zumlu lens, sonra yararlarını öğrendikçe, daha iyi fotoğrafçı olma kararlılığımızla birlikte sabit lensler ediniyoruz.

 

Canon ve Nikon için beğendiğim bazı sabit odaklı lensler

Nikon50mm f/1.8D

Nikon 28mm f/1.4D AF (artık üretilmiyor, SLR dünyasında eşi benzeri bulunmamakta.), 

Nikon 35mm f/2D

Nikon 28mm f1/.8G

 

Canon 50mm EF f1.4

Canon 35mm EF f/2 (biraz sesli ancak çok sevdiğim bir lens), 

Canon EF 28mm f/1.8 (Canon maalesef 28mm odak mesafesinde zayıf.)

 

Canon ve Nikon için bazı zumlu Lensler

Canon EF 24-70mm f/2.8L II USM

Canon EF 17-40mm f/4.0L USM

 

Nikon AF-S Nikkor 24-70mm f/2.8G ED

 

Son Söz : ‘fotoğrafı makine çekmez, insan çeker’ :-)

Sevgiler,

Haluk Safi

Kaynak http://www.haluksafi.com/blog/2014/3/hangi-lens-objekltif-zumlu-mu-sabit-odakl-m










Hava Durumu
Saat
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam7
Toplam Ziyaret170637
Reklam Alanı